Vahabileşen Türk’lük. Sosyoloğ ve İlahiyatcı gözüyle Alevilik nedir?
Aleviler bu ülkenin inkarı mümkün olmayan bir gerçeğidir. Kaşgarlı Mahmut, Türkistan Piri Hoca Ahmet Yesevi, Anadolu Kültürler ocağı Hacı Bektaş, Yunus Emre ve Türklerin dünya çapında övünmeleri gereken övgüyle anılmaya layık devrimci Şeyh Bedrettin Aleviliğin Anodoludaki yok olmayan sesleridir. Bu yazımız Mustafa Cemil Kılıç’ın Alevi İbadetlerinin İslamdaki yeri kitabından özenle şeçilmiş notlardır. Ortodoks İslamda haram görülen pek çok unsur Hoca Ahmet Yesevi'den tepkiyle İslamın içine Şaman ritüel ve inaçların dahil edilmesiyle Yesevi ekolü bizi Alevi denen bir direnişin başlangıcı olmuştur..
AKP yönetimi altında Türkiye, Osmanlı döneminde yarım kalmış bir Vahabileşme hesabını gerçekten resmi hayata doğru ilerlemekte.
Mustafa Cemil Kılıç kimdir?
1975 yılında İstanbul'da doğdu. Sünnü bir aileden olup Sinop nüfusuna kayıtlı. İlk öğrenimini Sinop ve İstanbul'da tamamladı. İstanbul'da Küçükköy İmam Hatip Lisesi'nin ardından Marmara Üniversitesi İlahiyat Fakültesi'nin Kelam ve İslam Felsefesi Bölümü'nü bitirdi. 1998 yılında aynı üniversitenin Ortadoğu ve İslam Ülkeleri Enstitüsü, Sosyoloji ve Sosyal Antropoloji Anabilimdalında master eğitimine başladı. 1999 yılında Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi öğretmenliğine atandı. 2001 yılında master eğitimini tamamladı. Halen eğitimcilik görevini sürdürmektedir.
MUSTAFA CEMİL KILIÇ`ın NOKTA KİTAP`tan çıkan son kitabı basında geniş yankı uyandırıyor. Sanal dünyada çok takip edilen internet haber siteleri " İslamsız Alevilik İddiası ve Kızılbaş Müslümanlık " adlı kitapla ilgili peşpeşe haberler yapıyorlar.
Ya Atatürk'ün yolundan gider, yeni hayata kavuşur, yeniden şerefle yaşamaya lâyık oluruz yahut bizi ölümlerden ölüm beğenmeye bile bırakmazlar; düşmanlar süpürmezse hayat sürükler alır gider!
Bu, parola bile değil; bu çetin ve yaman gerçeğin tâ kendisi!...
Mustafa Kemal'le, menfaat, mevki, şu bu bakımdan bir hesabı olanlar, kanunî mirasçılarına müracaatta bulunsunlar! Bizler, fikir Mustafa Kemal'in varisleriyiz! Onun fikirlerini ve eserlerini, uyanık, tetikte, azimle bekliyoruz.
Alevilik ve devlet ilişkileri üzerine bugüne kadar yazılmış en iddialı kitap!
Kızılbaş Müslümanlar Allah`a inanırlar. Ama onların Allah`ı bildiğiniz Allah`a benzemez… Onların peygamberi Hz. Muhammed`dir fakat Muhammed ayin-i cem eyleyip semah dönen bir Muhammed`dir; Beş vakit namaz kılan değil…
Onlar Hz. Ali`yi çok severler ama sevdikleri Ali 7. yüzyılda yaşayıp giden Ebu Talip`in oğlu Ali değildir. Onların Ali`si hem Ali Bin Ebi Talip`tir hem de `Kün` deyince on sekiz bin alemi yaratan, yarattıklarının rızıklarını veren, Arslan kılığında Muhammed`in yolunu kesen, kılıcı yetmiş arşın uzayan, Hayber Kalesi`nin kapısını şahadet parmağıyla asumana atan, hasılı bin bir donda görünen, Tanrı`nın zatına yapışıp o olan… bir Ali`dir.
Onların kitabı Kur`an`dır ama bu Kur`an `sessiz Kur`an` değil `Konuşan Kur`an`dır. Ve onların bir mukaddes çalgısı vardır ki ona dahi `Telli Kur`an` derler.
Aleviler Olmasaydı Ne Olurdu? (Say 158 – 163)
Aleviler bu ülkenin inkarı mümkün olmayan bir gerçeğidir. Böyle bir gerçekdir ki, bu gerçek olmasaydı belkide bu ülke ve bu halk diye de bir gerçek olmayacaktı. Türk ulusal varlığı Alevi varlığıyla öylesine bir ilişki içerisindedir ki Alevilik ulusal kimliğin hayat sahnesi durumundadır.
İddia ediyorum ki, Alevilik olmasaydı bu ülkede Sünnülük diye bir şeyden bile bahsedilmezdi. Aleviler olmasaydı Türk dili diye bir dil kalmazdı. Çünkü Sünnü seçkinler İslam etkisiyle Arapça’ya yönelmişken Aleviler ibadetlerini bile Türkçe yapıyorlardı. Eğer Aleviler olmasaydı Sünnüler tümüyle Vahabileşerek ulusal kimliklerini yitirebilir ve nihayetinde ümmetin bir parçası olmak adına Araplaşabilirdi. Nitekim, Suriye halkına “Arab-ı müstarabe” yani Arap olmadığı halde Araplaşmış olan denilmelte. Yine Mısır’da, Filistin, Libya, Cezayir ve Tunus gibi Kuzey Afrika ülkelerinde milyonlarca Araplaşmış Türkler vardır. Diğer bir ifadeyle Yunuslar, Pir Sultanlar, Kul Himmetler, Nesimiler olmasaydı, Türk dilide olmazdı. Türk dili olmayınca Türk Milleti de olamazdı.
Ortodoks İslamda haram görülen pek çok unsur Hoca Ahmet Yesevi'den tepkiyle İslamın içine Şaman ritüel ve inaçların dahil edilmesiyle Yesevi ekolü bizi Alevi denen bir direnişin teşekkülüne götürmüşdür. Türkistan’da Yesevilik diye başlayan harekatın Anadolu toplumlarında Babailik, Alevilik, Bektaşilik olarak sürdüğü malumdur. Anadolu tarihinde hemen tümü toplumsal ayaklanmalar batini Babai, Alevi ve Bektaşi dervişleridir.
Emevi İslamına direnişini sürdürmekte, türbe ve yatırları mumlarla dolduran İslam dışı gelenekler yine Alevi Türklere aittir. ‘’Telli Kur’an‘’ adını verdiği kutsal bağlamasıyla ‘’ayet’’ dediği nefes ve deyişleri okumayı sürdürmektedir. Ortodoks İslam, Türk karşıtıdır.
İlahiyet eğitimi almış bir AKP’li vekilin Müslümanların ana dilinin Arapça olduğu yönündeki açıklaması Ortodoks İslam ile Araplaşma arasında nasıl bir bağ olduğunu ortaya koymaya sanıyorum yetecektir.
İmam Hatip ve Fakülte yıllarımda yaşadıklarımı anlatmakla bitmez. Ancak Alevilik bu ülkede ulusal kimliğin ve laikliğin en önemli güvencesidir. Çünkü Alevilik bir mezhep ya da bir inanç olmanın çok ötesinde bir derinliği ve işleve sahiptir.
Alevilik ve Türk Dili (Say 164 – 170)
Türkler Arap alfabesini kulanmaya başladıktan sonra Uygur ve Göktürk alfabesini terk etmişlerdir. Zamanla Türk dili tanınmayacak dereceye gelmiş Arapça, Farça sözcüklerle öz Türkçe’nin içi boşaltılmışdır. Bu kültürel cinayete İslamın peygamberi Hz Muhammed de ortak edilmek istenmiştir. Cennet dili Arapça olduğu vurgusu yapılmış, Arap dili kutsileşdirilmişdir. Bu süreçte Gazneliler Devleti, Selçuklular Arapça ve Farsçayı kullandıkları malumdur. Türk dili devlet erkinden dışlandığı, aşağılandığı hazin bir dönem Türklüğün kaderi haline gelmiştir. Bu ağır zulüm karşısında ayağa kalkıp Türk dilini ve Türklüğün özsaygısını korumaya çalışan Türk bilginleri, Türk ozanları da tarih sahnesine çıkmaya başlamışdır. Ahmet Yesevi, Kaşgarlı Mahmut, Edip Ahmet Yükneki, Yusuf Has Hacib, Ali Şir Nevai ve daha niceleri Türk dilinin yok olup gitmesine ve İslamlaşmayla asimile olup Araplaşmasına ve Farslaşmasına engel olmaya çalışmışlardır. Nitekim Anadolu Alevi / Bektaşi pirlerinden ve ilk Türk mutasavvıflardan Hoca Ahmet Yesevi Piri Türkistan şöyle demiştir: Say 165/2
Sevmiyorlar bilginler Türk dilini
Erenlerden işitsen açar gönül ilini
Ayet, hadis anlamı Türkçe olsa duyarlar
Anlamına erenler başlarını eğip uyarlar.
Alevi / Bektaşi inancı var olduğu müddetçe Türk dili de varlığını sürdürecektir.
Türk Tarihini Yeniden Okumak (Say 171 – 184)
Her nekadar da farklı yörelerde yaşayan her nekadar da ‘’Türk’’ sözüyle anılmasalar da binlerce yıllardan beri Türk dilinin çeşitli biçimlerini / diyalektiklerini konuşan topluluklar olduğu bir gerçektir. Bunların çoğunun kökleri Türki, Türksel oldukları gerçeği, güncel siyasal nedenlerin bilimsel ve tarihsel gerçekleri gölgelemeye çalışması nedeniyle gizlenmektedir.
Arap dilini mükemmel bilen tek bir kelime Türkçe yazı yazmayan, soyca Türk olan Muhammed Zemahşeri daha iyi Türk’müdür, yoksa Türk toplumları arasında Arapça diline hayranlığın karşısında ayaklanarak Türkçe sözlük yazıp halifenin gözüne sokarcasına ona takdim eden KAŞGARLI MAHMUT mu daha Türk’tür?
Anadoluda Türkmen çocuklarına medreselerde Arap’ın ve Fars’ın dilini İslam ve ümmet adına öğreten ve onları bu şekilde cennete giden yolları güya gösteren mollalar ve kimi Nakşibendi meczupları mı daha Türk’tür, yoksa;
Yesevi hikmeti hadîs dışıdır
Bunu anlayan herkişi değil, er kişidir!
Yesevi hikmetleri süphanın fermanı
Okuyup anlayan için Kur'an anlamıdır!
Divanı Hikmet’te bulacaksın akıl
Hak’kı bilmezsen ilime bakın!
Ne Arapca, Ne de Farsca’dır benim dilim
Divanı Hikmet’de Tükçe ile yazılırdır ilim. (Bu deyiş Site Yöneticisine aittir)
diye haykıran Alevi Bektaşi yolunun büyük Piri Yeseviliğin kurucusu, İlk Türk Tasavvuf Edebiyat Hocası, Türkistan Piri Hoca Ahmet Yesevi mi daha Türk’tür?
Arabi ve Farisi’den iki Şehbal ister, ta ki pervazi büyülend eyleye anka-i sühun.... diyen Sümbülzade Vehbi efendi mi daha Türk’tür, yoksa
Türk diline kimseler bakmaz idi
Türklere hergiz gönül akmaz idi
Türk dahi bilmez idi bu dilleri
İnce yolu, ol ulu menzilleri…
diyen 14. Yüzyıl ozanalrından Aşık Paşa mı daha Türk’tür.
Mısır’ı ele geçirip bir Türk devletine son veren, halifelikle birlikte oradan Eşari Arap sözde bilginleri İstanbul’a getirerek aklımızı tutulmaya uğratan, Şafii Kürt din adamlarının verdiği fetvaları Anadolu Türkmenlerinin kökünü kazımaya çalışan, iktidar uğruna babasını tahtan deviren, sürgüne gönderen hızını alamayıp yolda öldürten YAVUZ mu daha Türk’tür, yoksa
14 yaşında devlet kurup, kurduğu devletin resmi dili oalrak Türkçe’yi seçen, Anadolu Türkmenlerini Şafii Kürtlere ve onlarla işbirliği yapan Osmanlı’ya karşı yok olmaktan kurtaran, Türkmen önderleriyle Tercan yaylasında Büyük Türkmen Kurultayı düzenleyerek, Türk dilinde Cem ayini yapan, böylece Osmanlı elitlerinin aşağıladığı, Türk dilini ibadet dili noktasına taşıyan SAFAVİ KIZILBAŞ TÜRK DEVLETİ’nin kurucusu ŞAH İSMAİL mi daha Türk’tür.
Türkmen topluluğunun emeğini, aşını yağmalayan, vergileri artıran, onların diline kültürüne karşı ölüm fermanı çıkaran Osmanlı hanedanlığı mı daha Türk’tür, yoksa
Topraksız köylüleri sömüren, bey ağa takımına karşı gelen, bir avuç seçkin eğemen sınıfın çıkarlarını değil büyük Türkmen kitlelerinin yaşam hakkını, toprağını, ekmeğini, emeğini savunan Şeyh Bedrettin mi daha Türk.
Türk tarihi, Yesevilerin, Dede Korkutların, Baba İshakların, Baba İlyasların, Sarı Saltukların, Hacı Bektaşların, Yunusların, Düzgün Babaların, Karamanoğlu Mehmet Beylerin, Şeyh Bedrettinlerin, Pir Sultanların, Şah Kuluların, Baba Zünunların, Fuzulilerin, Kul Himmetlerin ve Türk ulusunun son celalisi, büyük isyancı, Türk düşmanlarına göre büyük hain, büyük kafir, padişah ve halifeliğe baş kaldıran Mustafa Kemal’in tarihidir.
Mustafa Cemil Kılıç'ın Eserleri:
Laik Türkiye İçin Yükselen Alevilik
Türk Ulusçuluğunun Yeniden Doğuşu
Alevi İbadetlerinin İslam'daki Yeri
Hangi Sünnilik