Alevilikde Kıble İnsandır
Alevi-Bektaşi erenleri aracılığıyla Balkanlara götürülen Bektaşilik dünya görüşü, Hrıstiyan halk tarafından da büyük ilgi görür.
Balkanlarda Alevi-Bektaşi felsefesini başlatan ve geliştiren Sarı Saltuk Bektaşi babası olduğu söylenmekte. Sarı Saltuk'un yaymaya çalıştığı Alevi dünya görüşü hem Müslüman hem de Hrıstiyan toplum arasında önem kazanmıştır. Bu önemin kökeni insan sevisini temel ilke olarak alan bektaşi düşüncesinde yatmaktadır. İnancı, dili, milliyeti ve rengi ne olursa olsun tüm kitleler bu hümanist, sevecen eşitlikci, özgürlükcü, bölüşümcü düşüncelerde kendisini bulabilmiştir. Balkanlardaki şehirlerde örğ. Üsküp, Ohri, Prilep ve Manastır gibi büyük şehirler bunlara en iyi örneklerdir. Buradaki dergahlar, hem Cem Evi olarak kullanılır, hemde Pazar günleri Ortodoks inancına sahip insanlarla ortak ibadet yeri olmuştur.
Kıble ve İslam inancı henüz 1300 yaşına girmis en genç dinlerden birisidir. Belkide Hz Muhammed bu çağda yaşamış olsaydı günümüzde dini istismar edenlere karşı savaş açardı. Kendisini, deve de bezirganlık yapan bir kişi değil enson model uçak ve arabalarda gezen en güçlü ve bilinçi ve çağdaş bir insan olmayı tercih ederdi. Ne yazık ki, İslam inancı üzerinden rant bekleyen din bezirganları cahiliye devrinde yaşıyorlarmış gibi 1300 yıllık kıyafetlerle ve akıl ve ilim den uzak düşünceyle din sömürüsüne devam etmekler.
Ne varki, 4000 yıldan buyana süre gelen Alevilik tabulaşmış düşünceden kendisini soyutlamış, dinler üstü hemojenik ve heteredoks bir felsefe ve yaşam seçerek çağı kendisine değil, kendisini çağın önünde gören mantığa dayalı düşünce akımı olup insana odaklamış bir felsefe, sosyo-ekonomik yönden insanın refahı için seçilmiş bir adalet düzenidir. İbadetlerinde de halka oluşturduğu için Mekke’ye yüzünü dönmez insana döner.
İnsana yüzünü dündüğü gerekçesiyle okunacak kitapı insanda görüp, ibadet yapılması gereken insan olduğu felsefesini kabullenmiştir. İnsan insanın aynasıdır sözcüğü burdan etkilenmiştir.
“Aynaya baktım yüzüme Ali göründü gözüme sözüde buradan kaynaklanır.“ Bu sözcükle de her çağın kendi Ali’sini yaratması gerektiğini savunur.
Eski Türk dini inancı olan Şamanizm gibi Zerdüştlük, Musevilik, Hindu, Budism ve Yunan mitolojisininden de etkilenmiş olan Alevilik en son din olan İslamiyetin zengin, yenilikci ve çağdaşlığını da irdeleyerek, tabudan uzak reformist olarak sürekli kendi düşüncesini yenileyen dinin gerekçelerini güncel yaşama uyarlayan bir ilim yoludur.. Alevilik, her varlığın insanda bütünleştirildiğini düşünerek Tasavvufu kültüre endekslemiş, bilimsel yol haritası çizerek doğayı kucaklayan, insanlar arasında paylaşımı salık veren, sosyal dayanışmayı ilke kabul eden ve evrensel barışı bir bayrak olarak gören felsefe yoludur.
İnsana odaklanmış bir düşünce demiştik. En büyük araştırılması gereken ilim insandır kavramıyla insanın yüceliğini, insanın gizli değerlerinin araştırılması için ilimi göstermiştir. Aleviliği bizim deyişlerimiz daha iyi anlatmadadır. İşte insan üzerine bir duaçlama:
Kainatım Aynasıyım Tevratı Yazabilirim İnsan Hakta, Hak İnsanda
Mademki Ben Bir İnsanım İncili Düzebilirim Ne Ararsan var İnsanda
Hakkın Varlık Deryasıyım Kur’anı Sezebilirim Çok mağrifet Var İnsanda
Mademki Ben Bir İnsanım Mademki Ben Bir İnsanım Mademki Ben Bir İnsanım
Bunca Temenni Dilekler Daimiyim Halim Harap Benim
Vız Gelir Çarkı Felekler İlim yoluna Turap Benim
Bana Eğilsin Melekler Aşk Ehline Şarap Benim
Mademki Ben Bir İnsanım Mademki Ben Bir İnsanım Aşık İsmail Daimi
Bu konuda bilgilerinizi bizimle paylaşın. Eklenmesini düşündüğünüz yazınız varsa lütfen bize ulaştırın. Bu sayfaya eklenecek bilgiler elimize ulaştıkca güncelleştireceğiz. Veyis Haydardedeoğlu